- Hyundai’den Yenilikçi Bir Elektrikli SUV Mobilitesi: IONIQ 9
- Volkswagen’in Şehirli Elektriklisi ID.4 Satışa Sunuldu
- PEUGEOT, 7 Koltuklu SUV Modeli 5008 ve E-5008’i Türkiye’de Satışa Sundu
- İş Dünyasındaki Kadınların Başarılarına Yeni Bir Rol Model; “Didem Aras’ın Başarılarla Dolu Yolculuğu”
- BYD Türkiye, Altı Modelle Heyecan Verici Yeni Dönemini Başlatıyor
- Koçaslanlar, Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Sektörüne Güçlü Bir Giriş Yapıyor
- Otokar Pick-up Pazarına Foton Tunland İle Güçlü Bir Giriş Yapıyor
- IONIQ 5 N Türkiye’de
- Petrol Ofisi Maxima 2024 Türkiye Ralli Şampiyonası’nın Kazananı 18 Yaşındaki Pilot Kerem Kazaz Oldu
- OYDER Otomotiv Kongresi 5 Yıl Aranın Ardından Düzenlendi
7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile Getirilen Yenilikler
25/10/2017 tarihli ve 30221 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak bazı maddeleri hariç yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu (“Kanun”) ile 5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu (“Eski Kanun”) yürürlükten kaldırılmıştır.
Kanunu’nun genel olarak amacına bakıldığında mahkemelerin iş uyuşmazlıklarından kaynaklanan yükünün azaltılması ve uyuşmazlıkların kısa sürede sonlandırılmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Kanun getirilen başlıca değişiklikler aşağıda özetlenmiştir.
1. Arabulucuk Kurumu Hukukumuza İlk Kez Girdi
Kanun ile birlikte “dava şartı olarak arabuluculuk” kurumu hukukumuza ilk kez girdi ve Kanun’un içerdiği uyuşmazlıklarda dava açmadan önce arabulucuya başvurulması bir zorunluluk olarak getirildi.
Kanuna veya bireysel ya da toplu iş sözleşmesine (“Sözleşme”) dayanan işçi, işveren alacağı, tazminatı ve işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulması dava şartı olarak aranacak. Arabulucuya başvurma zorunluluğu için alacak veya tazminat talebinin iş ilişkisinden kaynaklanması gerekecek.
Yeni düzenlemeyle işçi, kıdem, ihbar gibi tazminat ve fazla mesai, yıllık izin gibi ücret işveren ise alacak ve tazminat kalemleri için dava açmadan önce arabulucuya başvuracak.
İşçi veya işverenin iş ilişkisi kapsamında birbirlerine hakaret etmesinden kaynaklanan ya da işçinin, işyerindeki işverene ait mal ve malzemelere zarar vermesinden doğan tazminat taleplerinde de arabuluculuk ön koşulu zorunlu hale gelmiştir.
Davacı, arabulucuk faaliyeti sonucunda anlaşmaya varılamadığına dair son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır.. Davacının bu zorunluluğa uymaması durumunda mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içerisinde tutanağın mahkemeye sunulması gerektiği ihtaren davacıya bildirilecek, sunulmaması durumunda davanın usulden reddine karar verilecektir.
Arabulucuya başvurulmadan dava açılması durumunda mahkemece herhangi bir ihtar yapılmaksızın dava şartı yokluğu nedeniyle dava usulden reddedilecektir.
a. İş Kazaları ve Meslek hastalıklarında arabulucuya başvurulmayacak
Bir dava şartı olarak arabulucuk kurumu, iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davaları ve bunlarla ilgili rücu davalarında uygulanmayacaktır.
b. Arabulucuk Büroları
Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafından sicile kayıtlı olan arabulucular, uzmanlık alanları ve görev yapmak istedikleri adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonlarınca listelenecek ve komisyon başkanlıklarına bildirileceklerdir.
Komisyon başkanlıkları listeleri kendi yargı çevresindeki arabuluculuk bürolarına gönderecek, arabuluculuk bürolarının bulunmadığı yerlerde ise görevlendirilecek sulh hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüğüne gönderecektir.
Mahkeme harç almaksızın dosya üzerinden yapacağı incelemeler neticesinde yetkili büroyu kesin olarak karara bağlayacak ve dosyayı büroya gönderecektir. Yetki itirazının kabulü durumunda ise kararın tebliğinden itibaren bir hafta içerisinde yetkili büroya başvurulabilecektir. Arabulucu yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren 3 hafta içerisinde sonuçlandıracaktır. Bu süre zorunlu hallerde arabulucu tarafından en fazla 1 hafta uzatılabilecektir.
c. Arabuluculuk ücreti bakımından
Taraflardan biri geçerli bir mazeret sunmaksızın ilk toplantıya katılmaz ise arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderlerinin tamamından sorumlu olacak ve bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmeyecektir.
Her iki tarafında ilk toplantıya katılmadığı için sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davada taraflar yaptıkları yargılama giderlerini kendileri karşılayacaktır.
Taraflar arabuluculuk faaliyeti neticesinde uzlaşırlarsa arabuluculuk ücreti aksi kararlaştırılmamışsa taraflarca eşit olarak karşılanacaktır.
2. İş Mahkemelerinin Görev Alanı
İş mahkemeleri; gazeteciler, gemi adamları, Kanunu’a veya Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren, işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına, idari para cezalarına itirazlar ile belirtilen uyuşmazlıklar hariç olmak üzere SGK veya Türkiye İş Kurumu’nun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından (“Mevzuat”) kaynaklanan uyuşmazlıklara, diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara ilişkin dava ve işlere bakacaktır.
İş mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesi olacaktır.
Davalı birden fazla ise bunlardan her birinin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. İş kazasından doğan tazminat davalarında iş kazasının veya zararın meydana geldiği yer ile zarar gören işçinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olacaktır.
İş sözleşmesi feshedilen işçi sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiasıyla bir ay içerisinde işe iade talebiyle arabulucuya başvuracak, Başvurudan sonuç alınamaması durumunda ise iki hafta içerisinde iş mahkemelerinde dava açılabilecektir.
Yeni kanunla birlikte iş sözleşmesinden kaynaklanması kaydıyla hangi kanuna tabi olursa olsun yıllık izin ücreti, kıdem tazminatı, iş sözleşmesinin bildirim şartına uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat (ihbar tazminatı), kötü niyet tazminatı ve iş sözleşmesinin eşit davranma ilkesine uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat için zamanaşımı süresi 5 yıl olacaktır.
3. İş Mahkemeleri Kararlarına Karşı İstinaf ve Temyiz Süresi Değişti
Eski Kanun’un 8. maddesinde kararın tebliğ veya tefhiminden itibaren 8 gün içinde istinaf ya da temyiz yoluna başvurulabiliyordu. Kanun’la 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (“HMK”) kanun yollarına ilişkin hükümleri, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanır. Kanun yoluna başvuru süresi, ilamın taraflara tebliğinden itibaren işlemeye başlar.” hükmü getirildi. Artık taraflar HMK’nın 345. ve 361. maddeleri gereği iki hafta içinde istinaf ve temyiz yoluna başvurabilecek. Sürenin başlamasında tefhim dikkate alınmayacak, istinaf ve temyiz süresi tebliğ ile başlayacak.
Kanun yollarını düzenleyen bu hüküm Resmi Gazete’de yayımlandığı 25.10.2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Geçiş hükümlerini düzenleyen geçici 1. madde gereğince, 25.10.2017 tarihinden önce verilen kararlar için eski düzenleme geçerli olacağından sürelere dikkat edilmesi gerekmektedir.
4. İşe İade Talebiyle Açılan Davalarda Temyiz Yolu Kapatıldı
Kanun’un 20. maddesi gereğince açılan feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile açılan davalarda artık sadece istinaf yoluna başvurulabilecek; bölge adliye mahkemesi kararları temyiz edilemeyecek, bölge adliye mahkemelerinin kararı kesin olacaktır.
İlk derece mahkemelerinde Kanun yürürlüğe girmeden önce verilen kararlar için karar tarihinde yürürlükte olan düzenlemeler uygulanacaktır. Yani 25.10.2017 tarihinden önce ilk derece mahkemelerinden verilen kararlar eski düzenlemeye göre temyiz edilebilecektir.
Abide Gülel Birsen (info@gulelhukuk.com)
0 comments