- TOYOTA GAZOO Racing WRC’de 4. Kez Üst Üste Markalar Şampiyonu Oldu
- Yeni Nesil MINI Ailesi Dönüşümünü Tamamladı
- Thierry Neuville ve Martijn Wydaeghe İkilisi 2024 WRC Dünya Pilotlar Şampiyonu Oldu
- Fenerium Ürünleri Ford Trucks Özel Tasarım F-MAX Araçları ile Türkiye Yollarına Çıkıyor
- Yeni eSprinter ile Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar’da Elektrikli Dönüşüm Başlıyor
- Hyundai’den Yenilikçi Bir Elektrikli SUV Mobilitesi: IONIQ 9
- Volkswagen’in Şehirli Elektriklisi ID.4 Satışa Sunuldu
- PEUGEOT, 7 Koltuklu SUV Modeli 5008 ve E-5008’i Türkiye’de Satışa Sundu
- İş Dünyasındaki Kadınların Başarılarına Yeni Bir Rol Model; “Didem Aras’ın Başarılarla Dolu Yolculuğu”
- BYD Türkiye, Altı Modelle Heyecan Verici Yeni Dönemini Başlatıyor
Alpine Geri Dönüyor
Alpine bugün Show Car Alpine Vision’u gözler önüne seriyor. Zarafet, çeviklik ve özgünlüğü bünyesinde barındıran bu merkez motorlu, iki koltuklu coupé otomobil her bakımdan gerçek bir Alpine. Alpine Vision, yıl bitmeden gün yüzüne çıkarılacak olan asfalt spor otomobilinin stil ve performansı hakkında şimdiden fikir veriyor. Dieppe, Fransa’da üretilen otomobil 2017’den itibaren önce Avrupa’da, ardından da tüm dünyada satışa sunuluyor olacak.
Alpine, Monte-Carlo Rallisi’nin geçildiği yolları, en çok ses getiren sportif başarılarının elde edildiği meşhur ve virajlı Col de Turini’yi yeniden doğuşun vücut bulmasında esin kaynağı oldu.
Alpine, premium spor otomobil pazarında yer bulmak için geri döndü. Bu otomobil hem meraklılarına hem de estetiğe önem verenlere heyecan verici bir deneyim yaşatacak.
“Alpine ismini seçtim çünkü bu isim bana dağ yollarında otomobil kullanma zevkinini temsil ediyor. O sırada en çok zevk aldığım 5 vitesli 4CV ile Alp’lerde dolaşıyordum. Bu tutukulu sürüş keyfini, yapmak istediğim otomobilde müşterilerimin direksiyonuna geçtiğinde bulması gerekiyordu.Alpine hem kulağa hoş geliyor aynı zamanda bir sembol.”
Alpine Vision: ilhamını manzaradan alan bir gösteri otomobili
Köklerine geri dönüş yapan Alpine, bunu kutlamak amacıyla güney Fransa Alplerinde gerçekleştirilen Rallye Monte-Carlo’nun yolarını tercih etti. Markaya ismini veren bu dağla Alpine Vision show-car stilini de doğal olarak etkiledi. Alpine sahibi olma ve kullanma zevki, markanın tüm temel noktaları kapsıyor olmasından kaynaklanıyor. Alpine Vision kapsamlı, modern bir paket sayesinde beklenen tüm teknolojik özellikleri bünyesinde barındıran merkezn motorlu, iki koltuklu bir sportif coupé otomobil. Aracın tasarımı, sürücülerin Alpine logolu bir spor otomobilin direksiyonuna geçtiklerinde ne umabilecekleri hakkında fikir veriyor:
-Bir Alpine’in canlılığı ve yaşattığı heyecan,
-Hafif, temel noktalara odaklanan zarif tasarımın çevikliği,
-İlhamını şöhretli Alpine modellerinden alan bir spor otomobilin özgünlüğü.
Alpine, yaşatacağı deneyimin her anını daha da yukarıya taşıyacak. Pazara sunulacak yeni asfalt modeli de bu özelliği fazlasıyla devam ettirecek.
“Alpine Vision Show-car modern, sıra dışı bir spor otomobilden beklenebilecek tüm özellikleri bünyesinde barındırıyor. Araç, ilhamını motor sporlarındaki başarılarından alan coşkulu bir ruhu Alpine’nin efsanevi uzmanlığı ve her detayda göze çarpan Fransız zevkiyle harmanlıyor. Alpine Vision’ın hedefi onun tutkunları ve duayenler olacak; ayrıca gelecek olan asfalt modelindeki stilin yüzde 80’ini kendi içinde yansıtacak.”
Antony Villain – Tasarım Direktörü, Alpine
Alpine Vision eksiksiz bir spor otomobil: en saf haliyle sadece sürüş keyfine adanmış yüksek performanslı, zarif ve hafif bir otomobil.
Alçak, düz profili, yuvarlatılmış kaputu, yuvarlak ikiz farları ve kaslı yan kısımlarından göze çarpan arka kanatlarına, yatay arka lambalarına kadar o her bakımından gerçek bir Alpine. Markanın oklu ‘A’ logosu efsanevi A110 ve diğer ikonik modellere atıflarla birlikte ön çamurluklarda göze çarpıyor.
Alpine Vision’ın tasarım özellikleri performans ve stile adandı. Hem içte hem de dışta sahip olduğu formlar ve teknolojiler hemen göze çarpıyor.
Elmas şekilli jantları zarafet ve hızı vurgularken, kaslı arka kısmındaki hava giriş kanalları motor soğutmasını kolaylaştırıyor.
Uzatılmış arka lambalarda hemen göze çarpan X-şekilli bir aydınlatma imzası bulunuyor. Arka camın tasarımı da zamanında A110 tarafından popüler hale getirilen ikonik şekle sahip.
Sahip olduğu çeviklik ve ruh, Alpine Vision’ın yollar için yaratıldığının bir kanıtı. Söz konusu özellik tasarımında da hemen göze çarpıyor.
Büyüleyici performans: 4,5 saniyeden kısa sürede 0-100 km/s hızlanm
Alpine Vision’ın tasarımı sağlam karaktere sahip bir otomobile sahip olma ve kullanma arzusunu uyandırıyor. Aracın direksiyonundaki hassasiyet, onun çevikliği ve şasisinin canlılığı insana heyecan veren bir otomobilin ortaya çıkması için bir araya geldi. Zevk ve keyif unsurları her hızda oldukça yoğun yaşanıyor.
Böylesi bir otomobil tabii ki yüksek performans potansiyeline gereken gücü verme kapasitesine sahip olmalıdır. Ve bu açıdan Alpine Vision beklentileri fazlasıyla karşılıyor. Araç, 4,5 saniyeden kısa sürede 0-100 km/s hızlanmasını gerçekleştiriyor. Sahip olduğu bu efsanevi hızlanma son derece etkileyici olup, gelecek asfalt modeli için konan hedefi karşılıyor.
Dört silindirli turbo şarjlı motoru davetkâr bir hırıltıyla gücü açığa çıkarırken, Alpine Vision’ın hafif ağırlığı sayesinde enerjinin her kW’si ve torkun her Nm’si performansa dönüşüyor. Tüm bu zevk ve performans ise güçlü frenlerle tamamlanıyor.
Alpine Vision; sürücü, sahip olduğu otomobil ve çevresi arasında sıkı bir ilişki kuruyor. Bu üç ayaklı ilişkinin doğrudan ve yoğun yapısı ile Alpine kullanmanın keyfi ortaya çıkıyor.
Sürüş keyfi sunan bir kabin
“Alpine Vision sportif yelpazenin her özelliğini bünyesinde barındırıyor. Fransız spor otomobilleri ile özdeşleşmiş geleneksel özellikleri sürücülerine sunuyor. Bu araç baştan çıkarıcı ve duygu dolu bir deneyim yaşatıyor; özellikle de eşsiz bir stil ve kişilik ile virajlı yollarda. Ancak bizler başka bir özelliği de bu araca kattık: zarafet. Söz konusu özellik Alpine Vision’ın tasarımında, malzemelerinde ve araç içi ambiyansında açıkça göze çarpıyor.”
Laurent Negroni – İç Mekan Tasarımcısı, Alpine Vision gösteri otomobili
Kapı açıldığı andan itibaren gösteri show-car’ı yaratan kişinin ismini taşıyan alüminyum kapı eşiği sürücüyü eşi benzeri görülmemiş bir ortama davet ediyor.
Malzemelerin ve renklerin oluşturduğu kontrast kabin içinde hemen göze çarpıyor. Dikkatle düşünülmüş detaylar adeta en ham halinde bulunan unsurlarla ustaca bir araya getirildi. Görsel unsurlar elle dokunulur duygulara dönüşüyor. Modernizm ve miras arasındaki denge hemen anlaşılıyor.
Deri, mikro elyaf kumaş, alüminyum ve karbonun ustaca harmanlanması sayesinde kabinde modern bir ortam oluşturuldu. Özellikleri motor sporları dünyasından alınan yüksek teknolojili bir ortamda eşsiz bir deneyim sürücüleri bekliyor olacak. Örneğin arkadan aydınlatmalı kapı açma kumandaları damasko siyah deri kapı paneli döşemesi ile tam bir kontrast oluşturuyor. Benzer şekilde kova tipi koltuklarda ilhamını motor sporları dünyasından alan alüminyum sabitleme halkalı emniyet kemerleri yer alıyor.
Sürücünün hemen önünde kişiselleştirilebilir TFT (İnce Filmli Transistör) ekran yer alıyor. İki pedal ile birlikte alüminyum ayak dayanağı Alp dağlarının zirvelerini çağrıştıran üç adet üçgen form oluşturuyor. Üç kollu direksiyon simidi de alüminyumdan olup, üst dikişli siyah deri ile kaplı. Etrafında vites değiştirme kulakçıklarının yer aldığı direksiyon simidinde bir de ‘Sport’ düğmesi bulunuyor. Ama düğmeler Alpine mavisi arka aydınlatmaya sahip; bunlar aynı zamanda havalandırma menfezlerinin orta kısımlarını da aydınlatıyor. Orta konsol ise deri döşemeli alüminyum bir yapının üzerinde yükseliyor. Bir uçak kokpitinden ipuçlarını bünyesinde barındıran bu konsol kabin içerisinde adeta havada süzülüyormuşçasına bir izlenim oluşturuyor.
Bir pim çekildikten sonra erişilebilen Start düğmesi ise kolaylıkla erişilebilir bir mesafede yer alıyor.
Tutkuya açık kart…
Mavi renk Alpine ile en çok özdeşleştirilen renk iken, beyaz da tarihinde pek çok önemli hatıraya sahip.
Bir dizi Alpine beyaz renk ile zaferler kazandı. Özellikle ‘Olympic’ A110 Berlinette’ler beyaz gövdeleri üzerinde mavi veya kırmızı şeritler taşıyordu. Söz konusu model 1968’de satışa çıktı ve Fransız kayakçı Jean-Claude Killy’nin Grenoble, Fransa’daki Kış Olimpiyat Oyunları’nda elde ettiği üç altın madalya böylelikle kutlanmış oldu. Bununla birlikte 1970 Paris Otomobil Fuarında gözler önüne serilen A110 1300G de vardı. N°4 A110 1600S ise İtalya’daki Rallye Sanremo’yu 1971 yılında kazandı.
02/
Alpine: bir efsanenin yeniden doğuşu
“1955 yılında Jean Rédélé’nin kurduğu bir marka olan Alpine’in yeni nesil modelinin lansmanı, önemli bir duygu yükü ve sorumluluk içeriyor. Emeği geçen bütün ekipler için bu heyecan verici proje eşsiz bir fırsat ve gerçek bir macera demek. Alpine adı, performans ve en saf anlamıyla sürüş keyfini simgeliyor.”
Bernard Ollivier, CEO, Société des Automobiles Alpine
Yaşayan efsane
Alpine’in öyküsü, kurucusu olan Jean Rédélé’nin vizyonuyla başlıyor. Bu bir motor sporları başarısı, teknik beceri, tarz ve ticaret zekâsı hikâyesidir. Bu ayrıca bu bir karşılaşma ve ortak deneyim öyküsü de. Geçtiğimz günlerde 60. yıldönümünü kutlayan bir destan.
Modifiye Renault 4CV’nin direksiyonunda pek çok zafer kazanan Jean Rédélé kendi otomobil markasını yaratma fırsatını yakaladığını hemen fark etti. Pazarda çekici, hafif bir gövdeye sahip inovatif tasarıma sahip bir araç için boşluk bulunduğunu gördü. 1955 senesinde Alpine’in kurulmasının ve A106’nın tasarlamasının ardında yatan unsur da buydu.
Jean Rédélé’nin geliştirdiği ikinci ilke ticariydi: üretim lisanslarını yurt dışına transfer etmekle operasyonlarına uluslararası bir boyut eklemişti.
1955 ile 1995 yılları arasında Alpine 30 bin spor otomobil üretti ve sattı. Bunu takip eden son yirmi yılda ticari alandan uzak kaldıysa da aktifliğini sürdürdü. Hayranların gerçekleştirdiği etkinlikler, taraftar kulüplerinin coşkusu ve çok çeşitli motor sporları aktivitelerine özel olarak dâhil olan sürücülerin katılımları, markanın kalıcı cazibesinin kanıtları arasında. Bunun bunlar Alpine ateşini canlı tuttu ve imkânsızmış gibi görünen bir geri dönüş hayalini besledi – ve bu geri dönüş bugün artık son derece gerçek.
Alpine için yeni müşterilerin gönlünü fethetmek üzere önemli bir potansiyel
2012 sonunda Renault Grubu, Alpine markasını yeniden lanse etme niyetini duyurdu. Bu noktada asıl rüya yeni Alpine modellerini bir gün yollara çıkarmaktı. Ve bu rüyanın gerçekleşmesine çok az kaldı.
Bu efsanevi markanın pazarda kendine benzersiz ve kalıcı bir yer edinme gücüne yine sahip olduğu inancının doğrulanma vakti geldi.
Alpine ekibi otomotiv tasarımı, değerler, iş modeli ve uluslararası hedefler anlamında gerçek bir vizyonla üç yıllık bir süreçte kendini hazırlamış durumda. Alpine, yüzde 80’ini bu konseptin özgün fikirlerini yansıtacak asfalt spor otomobilini müjdeleyen show-car Alpine Vision ile geri dönüyor. 2016 tamamlanmadan ilk tanıtımı yapılacak olan bu model daha sonra, zorlu bir pazar olan 2017 lüks spor otomobilleri pazarında yerini alacak.
Premium spor otomobilleri pazarında 2020’ye kadar yüzde 50 büyüme
Premium spor otomobiller segmentinde sportif coupé’ler ve roadster’lar) şu dönemde global olarak yaklaşık 200 bin otomobili temsil ediyor. Birincil amaçları sürüş keyfi olan bu otomobiller performansları, kişilikleri ve markalarıyla özdeşleşmiş olan prestijleriyle dikkat çekiyorlar. Bu otomobiller bir üreticinin imajını geliştirme ve kârlılığını arttırmada önemli bir rol oynuyor ve ne istediğini bilen, en iyiyi talep eden müşterileri tatmin etmek için otomotiv sektörünün en ileri düzeydeki uzmanlık hizmetinden yararlanıyorlar.
Coğrafi anlamda: Premium sportif coupé ve roadster satışlarının yüzde 40’ı Kuzey Amerika’da, yüzde 35’i Avrupa’da, yüzde15’i Asya’da ve kalan yüzde 10’u da dünyanın geri kalan bölgelerinde gerçekleşiyor. Müşterilerin yüzde 30’u Almanya’da , yüzde 30’u İngiltere’de ve yüzde 7’si Fransa’da yaşıyor. Toplam pazar büyüklüğüne oranla en yüksek spor otomobil satış oranı İsviçre, Belçika ve Avusturya gibi ülkelerde görülebiliyor.
Tahminler bu pazarın 2020 yılına kadar yüzde 50 civarında bir büyüme potansiyeli olduğu yönünde; bu durumun en önemli nedeni pazarın değişime ve yeni modellere duyarlı, arz ağırlıklı bir pazar olması. İkinci neden ise yükselen pazarların çoğunda talebin istikrarlı biçimde yükselme trendinde olması. Yaklaşık son on yıldır talep her markayı giderek daha hassas bir pazar pozisyonu almaya yöneltiyor.
Alpine alternatifi
Alpine’ın tasarımı lüks segment beklentileri ve zarafetle birlikte muhteşem bir sürüş zevki arayan müşterilerin taleplerini karşılamaya yönelik. Ulaşmayı hedeflediğimiz müşteriler bir markanın tarihi ve kültürüne özellikle duyarlı. Alpine onlara arzularını tam olarak hitap eden makul karşılığı sunacak.”
Eric Reymann – Ürün Planlama Direktörü, Alpine
Bu pazarda uzmanlaşmaya gitmiş markaların ürettiği modeller, ürün hacmini esas alan üreticilerle rekabet ediyor. Alpine, pazarın dayandığı ilk, temel kriter olan performans ve kişilik konularında alternatif çözümler getirerek özel bir yer edinmeyi hedefliyor.
Alpine vizyon sahibi kurucusunun değerleri, sade felsefesi ve modern görüşü üzerine inşa edildi. Tüm bunlara ek olarak DNA’sında da motor sporlarının ruhu yer alıyor.
-Teknik olarak: ağırlık tasarrufu ve çeviklik gücün önüne geçiyor.
-Görsel olarak: güçlü bir performans sunmanın yanı sıra otomobillerin aynı zamanda güzel de olması gerekiyor. Zarafet, özgünlük ve hatta içgüdüler bile eşsiz bir şekilde harmanlanarak şekillendiriliyor.
-İnsani düzeyde: En önemli şeyi insan yeteneğine inanmaktır. Alpine, ortaklar, mühendisler, sürücüler ve teknisyenlerin beklentileri her zaman aşan sonuçlar elde etmek için bilgi ve uzmanlıklarını koşulsuz biçimde paylaştıkları bir ailedir.
–Sportif boyutta: Dev Golyat’la dövüşen Davut örneği, gücünü sektörün en iyilerinin karşısında ölçme arzusu Alpine için bir itici güç olmuştur.
-Ticari olarak: Alpine Fransa’nın uluslararası faaliyetlerinde, özellikle de motor sporları ve sanayi alanlarındaki başarılarında her zaman ülkenin temsilcisi olmuştur. Daha ilk günlerinden itibaren ‘büyük düşünmeyi’ ve global ölçekte büyümeyi arzulamış, bu arada müşterileriyle yakın ve doğrudan ilişkisini sürdürmüştür.
Aynı değerler bugün de bir sonraki asfalt spor otomobilini geliştirmek için çalışan ekibe ilham veriyor. İlk yeni Alpine’in, hayranların ve gelişini bekleyen diğer otomobil severlerin beklentilerini karşılamak, zorlu bir pazar segmentinde özgün tarzıyla kendine özgü bir yer açmak ve beş kıtada varlık göstermek gibi bazı temel hedefleri var.
Alpine ticari birim: Hızlı bir başlangıç ve Renault Grubu’nun gücü
Alpine’i yeniden var etmek, ilk ikonik modelini yaratmak ve bir uluslararası başarı planı hazırlamak için Renault Grubu en ileri düzeydeki uzmanlığıyla kolları sıvadı. Birkaç aylık bir süreç boyunca bu heyecan verici maceraya odaklanan Alpine, şimdi çok yönlü, bağımsız bir ticari birim gibi çalışıyor ve aynı zamanda Renault Grubu’nun kurumsal işlevlerinin tümünden eksiksiz biçimde yararlanıyor.
Aynı şekilde Alpine doğal biçimde Renault Grubunun şasi, motor ve gelişim know-how’ına erişim sağlamaktadır. Renault Sport’un teknik ‘sihirbazları’ ve onların ekipleri orijinal Alpine modellerinin tasarımında kullanmak üzere en son Formula 1 otomobilini geliştiriyorlar.
Son olarak, Alpine’in köklerine dönüşünde bu yeni otomobil modern Dieppe tesisinde üretilecek. Bu özel Normandiya tesisi yüksek teknolojili veya Premium sektör bilgisine sahip uzmanları da ağırlayacak.
“2016 sonunda Alpine’in yeni asfalt spor otomobilini lanse edeceğiz. 21’inci yüzyılın Berlinette’i beş kıtada 2017’nin ikinci çeyreğinde satışa çıkacak. Gerçekten sabırsızlanıyoruz!”
Arnaud Delebecque – Alpine Global Pazarlama Müdürü
0 comments