- Fenerium Ürünleri Ford Trucks Özel Tasarım F-MAX Araçları ile Türkiye Yollarına Çıkıyor
- Yeni eSprinter ile Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar’da Elektrikli Dönüşüm Başlıyor
- Hyundai’den Yenilikçi Bir Elektrikli SUV Mobilitesi: IONIQ 9
- Volkswagen’in Şehirli Elektriklisi ID.4 Satışa Sunuldu
- PEUGEOT, 7 Koltuklu SUV Modeli 5008 ve E-5008’i Türkiye’de Satışa Sundu
- İş Dünyasındaki Kadınların Başarılarına Yeni Bir Rol Model; “Didem Aras’ın Başarılarla Dolu Yolculuğu”
- BYD Türkiye, Altı Modelle Heyecan Verici Yeni Dönemini Başlatıyor
- Koçaslanlar, Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Sektörüne Güçlü Bir Giriş Yapıyor
- Otokar Pick-up Pazarına Foton Tunland İle Güçlü Bir Giriş Yapıyor
- IONIQ 5 N Türkiye’de
TEKNOLOJİ VE CENAZE
En son ne zaman bir yakınınızın cenazesine gittiniz? Eğer yakın zamanda İstanbul gibi büyük bir şehirde bir de büyük bir camide cenaze törenine katıldıysanız cenaze ve teknoloji ilişkisine zaten şahit olmuşsunuz demektir. Bu yazıyı şahit olanlar için bir hatırlatma henüz farkında olmayanlar için de bir rehberlik hizmeti olarak düşünebilirsiniz.
Önceleri Nasıldı?
Bundan 20 – 30 yıl öncesine kadar işler çok farklıydı… Mahallede bir cenaze olduğu zaman herkes işini gücünü bırakır vefat eden kişiyi çok iyi tanısın veya tanımasın cenazesine koşardı. Cenaze törenine katılmamak çok büyük ayıp sayılır ve mahallede bunu sıkça yapanlar dışlanırdı. Cenazenin hangi camiden kaldırılacağı söylendiğinde herkes bu caminin nerede olduğunu bilir, hiç kimse kaybolduğu için veya trafikte kaldığı için cenazeyi kaçırmazdı.
Cenaze namazı ve töreni büyük sessizlik içinde gerçekleşir, insanlar tören alanında birbirleriyle konuşmaz alanın dışındakiler bile cenazeye olan saygıdan birbirleriyle kısık sesle konuşurlardı. Zaten camide genelde tek cenaze olduğu için cenazenin karışması gibi bir durum söz konusu olmaz tören bittiğinde katılan tüm cemaat genelde yürüyerek tabut omuzda en yakın mezarlığa küçük bir kortej eşliğinde defin işlemleri için giderdi. Nadiren cenaze arabası kullanılırdı. Genelde her semte yakın bir semt mezarlığı vardı ve bu mezarlıklarda yer bulunuyordu.
Cenazeden sonraki birkaç gün eğer vefat eden apartmandan bir komşuysa radyo ve televizyon kısık sesle dinlenir. Radyo ve televizyondaki eğlence programları dinlenmez ve seyredilmezdi. O eski günlerde cenaze töreninin olduğu gün birilerinin müzikli içkili eğlenceye falan gitmesi olası değildi. Allah korusun mahalleli aforoz ederdi.
Şimdi Ne Hale Geldi?
Şimdilerde bir yakınımızın vefat ettiğinin haberini genelde sosyal medyadan öğreniyoruz. Aile eskiden yapıldığı gibi tek tek telefonla yakınları aramak yerine özellikle Facebook’tan ölen kişinin zaman tünelinde görünecek şekilde cenaze töreni yapılacak yerin bilgilerini paylaşıyor. Eğer aktif bir sosyal medya kullanıcısı değilseniz zaten cenaze törenini baştan kaçırıyorsunuz. O zaman da yine sosyal medya üzerinden bu gönderiyi gördüğünüzde kısa bir “başın sağolsun” mesajı yazdınız mı “tamam görevimi yaptım” diyerek işinizin başına dönebilirsiniz.
Günümüzde diyelim bir yakınınızın vefat ettiğini Facebook kanalıyla öğrendiniz. Hemen cenaze töreninin yapılacağı caminin adresini bulabilmek için ilk yaptığımız şey telefonumuzun navigasyon programını açıp caminin yerini öğrenmek oluyor. Ve hemen trafikte en hızlı nasıl giderim konusunda rota önerileri alınıyor.
Camiyi navigasyon yardımıyla buldunuz ama bir bakıyorsunuz cami ana-baba günü ve caminin avlusunda 8 adet tabut (bizzat yaşadım) bulunuyor. Epey uzun bir süre tanıdık bir yüz arayarak hangi tabutun sizin yakınınıza ait olduğunu bulmaya gayret ediyorsunuz. Bu arada çevrenizde sürekli telefonlar çalıyor ve hemen herkes telefonda birileriyle görüşme yapıyor. Konuşma yapmayanlar da ya cenaze ile selfie çekiyor ya da birileriyle mesajlaşıyorlar.
Cenaze namazına geçildiğinde yine cenaze sayısının çokluğundan dolayı defalarca “er kişi niyetine” veya “hatun kişi niyetine” denerek hangi namazı tam olarak kim için kıldığınızı bilmeden “hazır olan imama” uyuyoruz. Bu arada bir çok saygısız insanın telefonunun sesini kapatmamış olduğunu farklı melodi ve zil sesleri eşliğinde konsantrasyonumuzun bozulmasından anlıyoruz. İçimizden ettiğimiz duayı bile karıştırıyoruz.
Bu ruh hali içinde cenaze töreni tamamlanıyor. Bu arada eş dost cenazede olduğunuzu görsün diye “check-in” yapmak asla unutulmuyor. Hatta tabut cenaze aracına konulurken bir de cep telefonu ile hatıra fotoğrafı aldınızsa görevinizi tamamladınız demektir. Zaten İstanbul merkezlerindeki tüm mezarlıklar dolu olduğu için defin işlemi muhtemelen İstanbul dışında bir mezarlıkta yapılacağından o işleri aileye bırakıp huzur içinde cep telefonunuzun sesini açıp kaldığınız yerden hayata ve sosyal ağlardaki paylaşımlarınıza dönebilirsiniz.
Bakın bakalım cenazeye katıldığınız için yaptığınız paylaşımınız kaç “beğeni” almış?. Cenaze için ara verdiğiniz paylaşımlara kaldığınız yerden devam…
Bu arada yakınınızı defnetmeye gidemediğiniz için üzülmeyin. Çünkü İstanbul’da artık mezarlık ve vefat işlemleri sorgulaması e-Devlet Kapısı üzerinden yapılabilecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından e-Devlet Kapısı üzerinden 6 adet yeni hizmet sunulmaya başlandı.
Hizmet Başlıkları Şöyle:
– Mezar Yeri Sorgulama
– Ücret Tarifesi Sorgulama
– Vefat Bilgisi Sorgulama
– Beyan Bilgileri Sorgulama
– Tahakkuk Bilgileri Sorgulama
– Tahsilat Bilgileri Sorgulama
Bu hizmetlerden yararlanabilmeniz için www.turkiye.gov.tr adresine e-devlet şifreniz ile girmeniz gerekiyor. Eğer henüz şifreniz yoksa en yakın PTT şubesinden alabiliyorsunuz.
İşin içine bu kadar teknoloji girince artık cenaze törenleri ve cenaze kültürü de şekil değiştirdi. Yakında cenazeye gelemeyenler için camiden ve mezarlıktan Facebook canlı yayını yapılırsa hiç şaşırmayın. Ve en önemlisi bütün bu anlattıklarımı başkalarına yaşatmamak için de hayatta kalmaya devam edin.
Bu ay ki yazımı Anton Çehov’a ait bir deyiş ile noktalıyorum. “En tehlikeli insan tipi az anlayan, çok inanandır”.
0 comments