EDEBİYATTA POSTMODERNİZM ETKİSİ

By on 05 Ağustos 2022

ÖZ
Modernizm, Descartes’le başlayan felsefe geleneği yolculuğudur. Bilgi, akıl ve kurama dayalı kuramları söz konusudur. Akıl geleneğinin yukarıda olduğu felsefe geleneği olarak toplumsal çıkışını yakalamaktadır.
René Descartes, Fransız filozof ve matematikçi yazar, Batı felsefenin akılcılık ilişkisinin geçişini sağlamaktadır.
Edebiyatta modernizm, öznellik ile ilişki kurarak, nasıl gerçekleştiğini vurgulamaktadır. Şahıs anlatıcıları söz konusudur, nesnellikten uzakta olması öz bilinç materyallerini geliştirmektedir. Şiir belgeseldir. (T.S.Eliot:1960), düz yazı şiirseldir (Woolf ve Jolycee:1960). Modernizm edebiyatının minimalist tasarımı ve karmaşık biçim estetiğini ön plana çıkartmaktadır.
1960 yıllarında Modernite kuramının çöküşüne denk gelen bir kurgu değişimi söz konusu olur. Modernizm sonrası olarak postmodernizm merkezci felsefesi, nesnelliğin varlığını reddederek kuramı yeniden tanımlamaktadır.

2560px-Fredric_Jameson_no_Fronteiras_São_Paulo_(5768769266)

GİRİŞ
Marksist edebiyat kuramcısı, Fredric Jameson dogmatik olmayan yorumların tanımlanmasını sağlamaktadır. Birleşik Devlet politikalarında, Yeni Sol kavramına esas olarak kavramlar niteliğinde avangart yorumlar kapitalizm sistemini devreye almıştır. Jameson, Marksist politik düşüncelerini tarihsel bütünlük içinde ortaya koymaktadır.

Postmodernizm sorunu, temel özelliklerin gerçekte var olup olmadıklarını sorgulamasını mistikasyon temelimde toplumsal konumu, politik olumlamaları, kabul ya red edilme durumları ile kültürel ve tarihsele özgürlük ve kapitalizm arasında ki ince kabul edilme çizgisi olarak sayılmaktadır Anti-modernist bakış açısı arasında temel ideoloji estetik ve yapıcı matematiğin oluşumu içinde olmalarıdır. Postmodernizm, farklı bağlamda modernist düşüncenin eleştirel boyutundadır.

Marksizim, Karl Marx ve Friedrich çalışmalarıyla ortaya çıkan özgün siyasi felsefe akımına, tarihin diyalektik materyalist yorumuna ek olarak ekonomik ve toplumsal görüşün Marksist açısından çözümlenmesi ve toplum değişim feodalitesini oluşturan sistem olarak bağdaşmaktadır.
Marx, alt yapı ve üst yapının benzeşik ve farklılaşma boyutunda sosyo-ekonomik çelişkilerin konumlandırrmasını, ilkel komünizm, köleci toplum, feodalizm, kapitalizm, sosyalizm, komünizm olarak sağlamaktadır. Birlikte yaşam, aristokrati doğuşu, kapitalist düzen, emekçi savunucusu, sınıfsız ve devletsiz toplum bağlamında biçimini belirlemektedir.

MODERNİTE AÇILIMI
Michel Foucalty, ‘ Geleceğin sorgulanması ve reddinin, bireyselcilik, özgürlük, resmi eşitlik, sosyal bilimsel teknolojik ilerleme ile insanları mükemmelleşmesine dair inancı, rasyonelleşme, profesyonelleşme, feodalizmden kapitalizme ve piyasa ekonomosine yönelik hareket ile sanayileşme …‘ açıklaması ile bütün hayatını tarihin yanından geçmeyen konuların kuramlarını gerçekleştirerek yaşadı.

Orta Çağ ve Modern Çağ yapısında, 15.yy ve 16.yy arasında bilim, sanat, edebi eserlerinin yeniden uyarlanma döneminden önceki dönemi kapsayan etkileşimi ifade etmektedir. Fransız Akımı ile birlikte, kapitalizm etkileri ekonomiyi, Rönesans etkileri kölelik anlayışı ırkçılığın değişimi ekseninde hümanist kolektif bilincine teslim olması avangart yapıcı değişimleri ortaya çıkardı.

Fransa, Portekiz, İtalya öncülük etmesi Dünya akımını başlatmıştır. Tarihin kabul ettiği en büyük akım olarak kabul edilen, Rönesans Akımıdır. Yeniden Doğuş imgesi ile sembolizm oluşturan akım, Orta Çağ ile Modern Çağ arasında ki dönem olarak konumlandırılmaktadır. Sekülerizm ile dünyalaşma, devletin dinsel kuramlarından ayrışması ile daha gerçekçi düzeyde bilimse boyutuna geçişini sembolizm etmektedir. Bilimsel, teknolojik değişimler yanından, sanat ve edebiyat alanlarında pozitif değişimler hızlıca modernleşme çağına geçişmesini sağlamaktadır.

Foucalty, 1992: Hapishanenin Doğuşu: ‘ Tarihsel kategori olarak modernitiyi, geleneğin sorgulanması veya reddinin bireycilik, özgürlük ve resmi eşitliğe verilen öncceliğin; sosyal, bilimsel ve teknolojik ilerlemeye ve insanların mükemmelleşmesine olan inancın; rasyonelleşme ve profesyonelleşmenin, feodalizmden, kapitalizme …’ şeklinde tanımlamaktadır.

POSTMODERNİZM KURAMI
‘ Descartes, Kartezyen Özne Anlayışı Kant, Evrensel ve Aydınlanmacı akıl düşüncesi Hegel, rasyonel olan gerçektir, gerçek olarak rasyoneldir ‘ kuramları bağlamında nesnel varlığını reddeder. Post modernizm, aynı bağlamda büyük anlatı teorisini de red etmektedir.

Gerçeğin kurgu olduğu düşüncesini savunmaktadır. Resim, müzik, sanat, edebiyat ve sosyoloji bağlamında yeni anlamlandırma teorisi ile başkalaşma durumuna dönüşümünü tanımlamaktadır.

Günümüz edebiyat alanında ki temsilcisi, kara kitap, beyaz kale, benim adım kırmızı kitapları yazarı Nobel ödüllü Orhan Pamuk olarak iletilebilir. Ayrıca, Umerto Eco Gülün Adı, Newyork Üçlemesinin yazarı Paul Auster, postmodern bütün özelliklerini imgeleyen Bir kış gecesi eğer bir yolcu eseri ile İtalio Calvino olarak temsilci örnekleri sunulabilir.

Ortak parodi ise, gerçekliliğin yitirilmiş olması, eserlerde türler arasında geçişin olması, kolaj ve metinlerarasıcılık tekniklerinin olması ve aynı bağlamda büyük anlatılara inançsızlığı temel özellikleridir.
20.yy ‘dan sonra sorgulama yapılmasının nedenlerinden, Kadın hareketleri, heterojenleşme, demokratikleşme, enformatik devrimi ile post modern koşullarına alt zemin hazırladığı inceleyebiliriz. Özellikle II. Dünya Savaşından sonra felsefi alt yapısı, üretim ilişkileri, Aydınlanma Çağı, endüstriyel üretimin devamı ile yeni bir toplum ortaya çıkmaktadır.

Jürgen Habermas, Alman felsefeci, sosyolog ve siyaset bilimci eleştirel kuram ve Amerikan pragmatizm ile tanınmaktadır. Habermas, modernite ve postyapısalcılık çeşitlenmesine kaynak oluşturmuştur. Habermas, estetik modernite kavramını estetik modernizmle eş anlamlı kullanmaktadır.

SİMÜLASYON VE SİMÜLAKRA ÇAĞI
Simülark, bir gerçeklik olarak algılanmak istenen görünümdür. Simülasyon ise, bir sistem ve olguyu biçimine göre incelenmesi ve yapay şekilde yeniden üretilmesi olarak şekil almaktadır. Da Vinci Son Akşam Yemeği, resmine ait gerçekleşen alıntılar söz konusudur. Postmodernizm klasik olan resmin alınması ve başka bağlamda tekrar yorumlanarak sunulması durumudur.

Resim aslında Rönesans sanatıdır ve geleneksel sanatın parçasıdır. Çeşitli varyasyonlarını aktarılırken bulabiliriz. Nesneler değil anlatımlar farklılaşmaktadır. Bu durumda yeniden yorumlama ve durumun kolektif boyutta simüle edilerek zihnimizde ki imgelerle alaycı, parodi yaklaşma ve birbirinde farklı durumların sentezlenmesi olarak kabul edilmektedir.
KAYNAKÇA:
Jameson, Fredric, ‘ Marksizm ve Biçim’, ÇYK Yayınları, 1997
Jameson, Fredric (2008), ‘ Postmodernizm ya da Geç Kapitalizmin Kültürel Mantığı’, Nirengi Kitap, Birleşik Dağıtım Kitapevi, Baskı 6, syf. 99 – 106
Friedrich Engels, Karl Marx (2003); ‘ Komünist parti Manifestosu’, NK Yayınları, İstanbul, 3.Basım Erkin Özalp Çevirisi Sf.13
Foucault Mıchel (1992); ‘ Hapishanenin Doğuşu’, İmge Kitabevi, Ankara, Mehmet Ali Kılıçbay Çevirisi (İlk kez 1975 yılında Gallimard tarafından yayınlandı)

About Hakan Alkan

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir