- OYDER Otomotiv Kongresi 5 Yıl Aranın Ardından Düzenlendi
- Yeni Fiat 600 Türkiye’de
- Ford Trucks, Ağır Ticari Araç Sektöründe Önyargıları Yıkıyor: Kadın Kamyon Şoför Akademisi ile Kadınlar Direksiyona Geçiyor
- Yeni Land Cruiser Prado Türkiye’de
- Yenilikçi Dokunuşlarla Isuzu Yeni D-Max
- Cep Telefonunuzu Şarj Ederken Nelere Dikkat Etmelisiniz ?
- Otokoç’un En Yeni ve En Kapsamlı Volvo Tesisi Tarsus’ta Açıldı
- Ford Otosan’ın Yeniköy Fabrikası’nda Ürettiği E-Transit Custom, Avrupa Yollarına Çıktı
- Petrol Ofisi Madeni Yağlardan Bir Yenilik Daha
- TEST & İNCELEME: MAKYAJLI YENİ HYUNDAI TUCSON
AHMET HAŞİM VE YAHYA KEMAL POETİKASI
Ahmet Haşim’ e göre; şiirin dili gündelik dilden farklıdır ve şiir kendisi için yazılır. Şairin bir öğretici nihavendinde bir şeyi deklare etmesine lüzum yoktur.
Şair tasvirin etkisi içinde, gerçeği söylemek zorunda değildir. Nesir anlaşılmak için, şiir ise musiki ile söz arasındadır. Ve en musikiye yakındır. Ahmet Haşim, poetikasında nezir ile şiir arasında ayrımı net ifadelerle bahsetti. Şairin, öğretici, yönlendirici ve eğitici bir tavrı yaklaşımı söz konusu değildir. Gündelik dilden ayrı fakat gündelik hayatın tasviridir. Nesrin, oluşturduğu olgu mantık süzgecinden geçer. Şiir ise kutsal bir kaynaktır.
Ahmet Haşim’ e göre şiirde mantıksal örgü, açıklık yoktur ve nesne dönüştürülemeyen bir nazımdır.
Yahya Kemal, Divan Edebiyatı ile Batı Modern şiir dünyası arasında ki ince çizgide bir devir gerçekleştirip, aynı zamanda memleket sembolisti ile çerçevesi halk, memleket üstünde kurgulanmaktadır. 73 yaşında vefat eder, bu yıla aslında feragat edilemeyecek kadar önemli eserler, mutlak geçişler ve siyasi başarılar sığdırır.
Yahya Kemal Beyatlı, Cumhuriyet Döneminin en önemli Türk Şiiri temsilcilerinden biridir. Divan Edebiyatı ile Modernleşme dönemiyle beraber Batı Edebiyatının sentezini en doğru nihavent ile üstelenen yegâne şairdir. Tevfik Fikret, Mehmet Âkif Ersoy, Ahmet Haşim ve Yahya Kemal Beyatlı Türk Edebiyat Tarihinin Dört Aruzcuları olarak kabul edilmektedir.
Annesi ünlü divan şairi Leskofçalı Galip’in yeğenidir. Leskofçalı Galip, Divan şiirinin son temsilcisi olarak kabul edilir. 19.yy ‘da geleneksel şiiri devam ettirmek amacıyla bir araya gelen, Encümen-i Şuara Topluluğunun başkanıdır.
Babası, Üsküp Adliye memuru İbrahim Naci Bey’dir. Üsküp Belediye Başkanlığı görevinde de bulunmuştur.
Ahmet Haşim ile ortak konularından birisi de erken yaşta annelerini kaybetmesi olarak bilinir. Çok sevdiği biricik annesi veren hastalığı nedeniyle ölür.
Acı, feragati doğurur mu bilemem ama kalplerimizin en büyük yarası ya annesizlik ya da babasızlıktan geçmektedir. Esrar, takma adıyla şiirler yazmaya, aslında kendini dışa aktarmaya başlar. Orta öğretiminde, Agâh Kemal olarak, İrtika ve Malumat dergilerinde yazmaya devam eder.
Rıza, Sami Paşazade Sezai, Mustafa Fazıl Paşa, Prens Sabahattin, Abdullah Cevdet, Abdülhak Şinasi Hisar Jön Türkler tanışır. Fransızca öğrenir ve 1904 yılında Sorbonne Üniversitesi’nde Siyasi Bilimi Bölümü okumaya başlar. Tarihçi Albert Sorel ‘den etkilendiğini görmekteyiz. Albert Sorel, Fransız bir tarihçidir. Yahya Kemal dışında, Yusuf Akçura’ da kendisinden etkilenmektedir.
Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur Kitabı’nda Albert Sorel ‘in bir alıntısını aktarır: Sf 17: ‘ Dünya gömlek değiştireceği zaman hadiseler sakınılmaz olur’
Fransız şairlerinin eserlerini, kitaplarını inceleyerek yurda 1913 yılında dönüş sağlar. Darüşşafaka İdadisinde Edebiyat Öğretmenliği yapar. Ahmet Hamdi Tanpınar, öğrencisidir. Peyam Gazetesinde Yeni Mecmua dergisinde yazıları ve şiirleri yayınlanır. Milli Mücadelenin olduğu dönemde, Dergâh Dergisinde ‘Ses Manzumesi’ şiiri yayınlanır.
Dergâh Dergisi, Yahya Kemal tarafından kurulan edebiyat dergisidir. Derginin yazım dili, Milli Mücadele döneminde yeni bir devlet oluşumu, bağımsızlık adı altında Kuvay-i Milliye iştirakine destek verici boyutta olması, yazarın ülkeye bakışın da komplike olarak döndüğünü açıklamaktadır.
1926 yılında, Hâkimiyet Milliye gazetesinde yazmaya başlar. Gazete 57×82 boyutunda hazırlanıyordu. Haftada iki gün ve dört sayfa olarak yayınlanıyordu. Mustafa Kemal Paşa’nın gerçekleştirdiği, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin yayın organı olarak yayınlanan Türkçe Gazetedir.
Lozan görüşmelerinde, Türk Heyeti Danışmanı olarak atandı, TBMM Urfa Milletvekili seçildi. Diplomatik görevlerde, elçi olarak atandı. Siyasi tecrübesini birçok diplomatik görevde başarılar ile sürdürdü. Kimi akımcılara göre ise tam Osmanlı Emperyalizmin destancısı olarak bilinirdi. Yaşamını İstanbul Park Oteli’nde 165 nolu odasında on yıl kalarak yaşadı.
Her sabah 06,30 uyanır, sütlü kahve içer ve kızarmış ekmek yerdi. Kendisine gönderilen şiirleri mukaddesle saklardı. Metinsel yaratım ile bir devinim gerçekleştiren şair, 1 Kasım 1958 yılında vefat eder. Hiç yayınlanmamış şiirleri ise, Yahya Kemal Enstitüsü tarafından yayınlanır.
Yahya Kemal, etkileme arzusu bağlamında bir nesli peşinden sürükledi. Kendisinin de etkilendiği kişi Stephane Mallermê ‘dir. Kendisi çok az manzume bırakmasına rağmen, etkili bir isim bıraktı. Kapalı ve müphem bir kişiliği vardır. Yahya Kemal’de az konuşan tarafları içinde benzerlik göstermektedir.
‘Mutlak olmayan güzelliği mutlak diye arıyorum. En büyük derdi mutlak, derdi aramak, şiirde ki güzelliği aramak. Cilt cilt yazan şairler yerine, az manzume koyarım ve saf güzelliği temsil ederim. Cilt cilt eserler yazmaktansa tam bir tecelli etmek, saf bir güzelliği aramak’ nitelikli açıklaması ile Mallermâ üstünden diğer şairleri atıfta bulunmaktadır. Yahya Kemal, mükemmeli arayan, az şiiriyle insanları peşinden sürükleyen nitelikli şair olarak kendini kabul ettirmektedir.
Ahmet Haşim, sözden ziyade musikiye daha yakındı. Yahya Kemal ise, deruni ahenk ve ses dizilimi önemliydi. Ahmet Haşim’ den diğer farkı ise milletinin dilini bilmesi, benimsemesiydi. Ahmet Haşim’e göre ise sözcüğün fonetik değeri yani anlamı önemli olmadığı halde milli dille alakası olmadığını savunmaktaydı.
Yahya Kemal şiirlerinde fonetik olarak, ev, sokak, kâinat, memleket meselelerini ifade ederek evren adam olarak nitelendirilmesi tesadüf sayılamazdı. Batı Edebiyatının eğitimini alır, Fransızca yazarların kitaplarını okur ve akabinde kendi edebiyatına dönerek yüzünü komple vatanına çevirir. Saf şiir bağlamında, milli dili, memleket açılımı ile de kendi klasik şiire özendirip, güçlü bir poetika oluşturmaktadır.
Yahya Kemal Poetikasında en önemli ve en temel vurgu, gündelik dilin şiire çevrilmesi olmuştur. Konuşulan dil bağlamında, Behçet Kemal Çağlar, Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp dilde sadeleşme gerçekleştirir. Ama Yahya Kemal, gündelik dili şiir diline çeviren tek kişidir.
Doç.Dr. Gökhan Tunç:2018, ‘ Etkilenme Endişesi Kavramı ve Yahya Kemal’in Türk Şiirine Etkisi’ , ‘ Rüzgara Karşı Duran Şair’ , Ötüken Yayınları, sf 139
Yücel, Hasan Ali (Ocak 2021). ‘Poetika:Şiir Sanatı Üzerine’, Türkiye İş Bankası Yayınları: IX.Basım , Klasikler Dizi, Eski Yunanca Aslından Çeviri
Dr.Öztürk Emiroğlu(2016) . ‘ Türkiye’de Edebiyat Toplulukları’ İstanbul: Akçağ Yayınları
Edebiyat Araştırmacısı Özgül, Metin Kayahan; ‘Leskofçalı Galip’ , Ankara Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları:1987
0 comments