- Hyundai’den Yenilikçi Bir Elektrikli SUV Mobilitesi: IONIQ 9
- Volkswagen’in Şehirli Elektriklisi ID.4 Satışa Sunuldu
- PEUGEOT, 7 Koltuklu SUV Modeli 5008 ve E-5008’i Türkiye’de Satışa Sundu
- İş Dünyasındaki Kadınların Başarılarına Yeni Bir Rol Model; “Didem Aras’ın Başarılarla Dolu Yolculuğu”
- BYD Türkiye, Altı Modelle Heyecan Verici Yeni Dönemini Başlatıyor
- Koçaslanlar, Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Sektörüne Güçlü Bir Giriş Yapıyor
- Otokar Pick-up Pazarına Foton Tunland İle Güçlü Bir Giriş Yapıyor
- IONIQ 5 N Türkiye’de
- Petrol Ofisi Maxima 2024 Türkiye Ralli Şampiyonası’nın Kazananı 18 Yaşındaki Pilot Kerem Kazaz Oldu
- OYDER Otomotiv Kongresi 5 Yıl Aranın Ardından Düzenlendi
Diğer Aşkım…
Beni hep sporcu kimliğimle, spora olan aşkımla tanıdınız.
Ama benim bir aşkım daha var…
“Aşırı sevgi ve bağlılık duygusudur” diyor aşkın sözlük anlamı.
İşte benim tutkuyla yaptığım, deli gibi sevdiğim bitmeyen aşklarımdan biri daha.
İşim…
Satış ve pazarlama…
Neden bu yazı peki
Bu yazımda spor ve iş hayatının birbirine ne kadar bağlı olduğunu anlatıyorum.
Yurt dışında ve Türkiye’de edindiğim satış, pazarlama ve yöneticilik tecrübeme; kariyerim boyunca bİnlerce satış temsilcisi yetiştirmiş, satış müdürlerine liderlik ve eğitim üzerine seminerler vermiş biri olarak, hem bir sporcu olarak yazıyorum bu yazımı.
İş hayatımda elde ettiğim başarılarıma güvenerek sesleniyorum size.
Bu yazımı, Türkiye’de 13 ay içinde hem düzen hem de şirket kurmuş bir iş kadını olarak yazıyorum.
Yine tecrübemi ve bilgimi paylaşmak, size cesaret vermek, esin kaynağı olmak ve belki de satışı sevdirmek istiyorum.
İnsanların işsizlikten şikayet ettiklerini duyuyorum arada. Size yeni bir bakış açısı kazandırmak istiyorum.
Belki de size yeni bir ufuk sunuyorum.
Spor ve Satış
Üst düzey satışçıların çok azında kolay pes etme ve umutsuzluğa kapılma vardır. Rekabetçi kişiliğe sahiptirler. Bu satışçıların büyük kısmı lise yıllarında takım sporu oynamışlardır. Benim satış elemanlarının cvler’inde baktığım ilk şeylerden birisi kişi spor yapıyor mu ve herhangi bir takım sporu oynamışmı olur. Çünkü spor ile satış başarısı arasında bir benzerlik vardır. Üst düzey satışçılar iyi sporcular gibi kaybettiklerinde duygusal çöküş yaşamaz, kaybetme öncesi zihni duruma hızlıca döner ve bir sonraki fırsatı kazanmak için atılırlar.
Enerji ve Motivasyon
Diğerleri kadar iyi ya da daha iyi olmak isterseniz onlar kadar zinde olmalısınız. Zinde ve yetenekli olduğunuz zaman; iyi oyuncu ile çok iyi oyuncu arasındaki farkı belirleyen ise özgüven ve kararlılıktır.
Örneğin futbol maçlarında kaleciler çok sıklıkla penaltı atışlarıyla karşı karşıya gelirler. Kaleci ya sağa ya sola sıçrayacak ya da orta noktada kalacaktır. Böyle anlık kararları vermek zorunda olduklarından kaleciler karar vermenin ne anlama geldiğini çok iyi bilirler.
Kendine güvenen oyuncular kazanmak için oynarlar; risk almaktan, harekete geçmekten çekinmez ve maçı kontrol edebilirler. Kendine güveni düşük ya da az olan oyuncular ise kaybetmemek için oynarlar, hata yapmaktan korktukları için topla olduğunca az temas ederler.
Bu satışta da geçerlidir…
İyi bir satışçının kendine güveni olmalıdır. Her an müşteriden gelebilecek her itiraza karşı hazırlıklı, ayakları üzerinde düşünebilip kararlı olmalıdır.
Hepimiz zaman zaman futbolcuların galibiyetin pamuk ipliğine bağlı olduğu. penaltı atışlarını kaçırdıklarına şahit oluyoruz.
Kaleciyle başbaşa kaldığı o an kullandığı penaltıyı gole çevirememesinin bu zorlu sınavı geçememesinin nedeni genelde hakemin düdüğü çaldığı o anda yaşadığı stres, konsantrasyonunun dağılması ve enerjisinin olmayışından kaynaklanır.
Satışta da müşterileri ikna edebilmeniz için onlara karşı enerji göstermeniz satmak istediğiniz ürünü coşkuyla sunup istek uyandırmanız gereklidir. Satış ancak istek, inanç ve coşkuyla olur. Bunlar olmadığı takdirde satışta olmaz,
Tıpkı ağlarla buluşamayan top gibi…
Zihinsel Başarı
İyi bir satışçı bir çok niteliğe sahip olmalıdır ama ilk etapta sahip olması gereken istek, enerji ve motivasyondur. Tıpkı başarılı bir sporcuda olduğu gibi kendinden emin olmalı ve kendi kendini motive edebilmelidir.
Zihinsel başarının öneminden hep bahsederim.
Başaramamak diye birşey yoktur.Başarısız denemeler vardır. Bunların toplu haline de tecrübe denir.Tecrübeler de insana ileride ki denemeleri için yol gösterir.Bir şeyi başarabilmek için ya da o şey olabilmek için en başta o şeyin mümkün olduğuna inanmamız gerekir.Gerçek olabilmesi için önce zihnimizde canlanması gerekir.
Mesela bir futbolcunun maçı sahada oynamadan önce zihninde oynaması ve bir satışçının sunumunu müşteriye yapmadan önce yine zıhninde sunarak satışı kapaması gibi..
Zihinsel başarı tek başına yetmez. Bedeninize iyi bakmazsak bedenimiz zihnimizde yapmak istediklerimize karşılık veremez.
Yaparken heyecan duymak
Bana “nasıl bu kadar işi bir arada yapabiliyorsun” diye soranlara da “düzenli spor yapıyorum” diyorum.
Spor sadece fiziksel görünüm için yapılmaz.
Profesyonel koşucu bir arkadaşım vardı. Bir gün ona nasıl katıldığın her yarışı kazanabiliyorsun diye sormuştum o da bana,
“Kazanıyorum çünkü çok çalışıyorum.”
“Kazanıyorum çünkü bahanelerim yok.”
“Kazanıyorum çünkü konsantre olabiliyorum.”
“Kazanıyorum çünkü kazanmak için ne gerekirse yapmaya hazırım.”
“Kazanıyorum çünkü kazanmak istlyorum ve yaparken heyecan duyuyorum.”
demişti.
Sporda, gerek futbol, atletizim gerek basketbol olsun, sağlanan başarıların hepsinin arkasında bir başarma isteği, başarma hırsı, inanç ve bir çaba vardır. Bir heyecan bir coşku vardır.
Bunların her biri iş hayatında, özellikle satış yapabılmek için de geçerlidir. Yaparken heyecan duymadığın işi yapamazsın.
Kabiliyet
Her insanın doğuştan gelen belirli kabiliyetleri vardır ve bunlar beceriye dönüştürülebilir.
Benim için kabiliyet değildir önemli olan.
Önemli olan çalışmak, çabalamak, emek vermektir. Ancak bu şekilde kabiliyet ortaya çıkar. Beceriye dönüşür. Ne kadar çok satış temsilcisiyle çalışıp eğitip başarılarıyla gurur duymuşsam bir o kadarıyla da hayal kırıklığı yaşadım.
Neden mi?
Kabiliyetleri olup tembel oldukları için. Başaramamalarının tek sebebi çalışmamak olduğu için.
“Hayatın bizlere sunduğu en büyük ödül, buna değecek bir işte çok çalışma şansıdır.’” Theodore Roosvelt.
Kendini aşmak için çaba sarfetmezsen ve başarmak için elinden gelen herşeyi yapmazsan eninde sonunda kendini paslanmış bir demir gibi çalışmaz hale getirirsin. Hayat felsefem bu.
Ben yaptım
Ben bu yazımı yazmaya başlamdan önce sporumu yaptım ve yayınlamadan önce yazdığım yazılar arasında “En çok okunan yazı” olacağını zihnimde canlandırdım.
Bedenimizi ve zihnimizi her daim her şeyi başarmak için hazırlayalım.
Yeni yazılarımda buluşmak dileğiyle…
Sağlıcakla kalın.
Özge McAree
twitter.com/OzgeMcAree_1
www.ozgemcaree.com
www.sixstarsolutions.com.tr
0 comments