- Hyundai’den Yenilikçi Bir Elektrikli SUV Mobilitesi: IONIQ 9
- Volkswagen’in Şehirli Elektriklisi ID.4 Satışa Sunuldu
- PEUGEOT, 7 Koltuklu SUV Modeli 5008 ve E-5008’i Türkiye’de Satışa Sundu
- İş Dünyasındaki Kadınların Başarılarına Yeni Bir Rol Model; “Didem Aras’ın Başarılarla Dolu Yolculuğu”
- BYD Türkiye, Altı Modelle Heyecan Verici Yeni Dönemini Başlatıyor
- Koçaslanlar, Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Sektörüne Güçlü Bir Giriş Yapıyor
- Otokar Pick-up Pazarına Foton Tunland İle Güçlü Bir Giriş Yapıyor
- IONIQ 5 N Türkiye’de
- Petrol Ofisi Maxima 2024 Türkiye Ralli Şampiyonası’nın Kazananı 18 Yaşındaki Pilot Kerem Kazaz Oldu
- OYDER Otomotiv Kongresi 5 Yıl Aranın Ardından Düzenlendi
Doğru ya da Yanlış Kültür Yoktur
Yurt dışında iş yapmakla Türkiye’de iş yapmanın arasındaki farkları konuşuyorduk akşam arkadaşlarla. Klasik akşam yemeği sohbeti ve konuya bizim o klasik “Orda nasıl peki?” sorusuyla başladık. Türklerin en çok merak ettiği şeylerden biridir bu. “Orda” Türkiye olmayan her ülke için geçerlidir.
Her ülkenin kendine has bir iş kültürü vardır ve bu ülkelerde yetişen insanlara göre bu kültür doğrudur. En önemlisi doğru ya da yanlış kültür yoktur.
Kültür öğrenilmiş insan davranış modellerinin tümü yani bir toplumun hayat biçimidir. Bilgi, inanış, sanat, yasa ve kanunlar, ahlaki değerler, gelenek ve görenekler ve bir toplumun üyesi olarak insanoğlunun davranış ve diğer yeteneklerinin tamamını içeren karmaşık bir yapı olarak tanımlar İngiliz Antropolog Edward B. Tylor kültürü.
Yabancı bir ülkede iş yapabilmenin en başta gelen ve bir o kadar da güç tarafı kültürel algılama; değerlerdeki ve toplumsal farklılıkları kavrama zorluğudur. Örneğin bir ülkede iyi sonuçlar veren bir sistem ya da bir yönetim, farklı bir ülkede başarısızlıkla sonuçlanabilir.
Türkiye’de iş kültüründe iş ilişkilerinin yürütülmesi kişisel ilişkilerin kurulmasına ve geliştirilmesine bağlıdır.
Önce tanışıklık ve birbirine ısınma gibi yerel değerler halen ön planda yer almaktadır. Alman iş kültüründe ise iş yaşamı ve özel yaşam birbirinden kalın çizgilerle ayrılmış durumdadır. Bu konuda Almanlar titiz davranmaktadır. Ayrıca, Alman iş kültüründe iş ilişkileri genellikle karşılıklı iş çıkarlarının gözetilmesine dayanmaktadır. Bu Avustralya ve İngiltere’de de böyledir.
Otomotiv sektörü ile ilgili izlediğim bir TV programında bir söyleşi esnasında yabancılar ülkemize “know howlar” getiriyor ve bu çok önemli denmişti. Bu ne kadar doğru olsada Türk iş kültüründe “know how’lar” yerine “know who’lar” daha geçerli olduğu bir gerçek. It’s Not What You Know, But Who You Know- yani “Ne bildigin degil kimi tanidigin/bildigin”.
Türkiye bireyselliğin zayıf biz kültürünün hâkim olduğu bir ülke olduğu için Türklerin tanıdık arama hissiyatı, iş yapıp yapmama kararında bir tanıdığının referansı son derece önemlidir. Bağ kurmak isterler. Bu nedenle “Nerelisiniz?” “Kimlerdensiniz”? gibi sorular önemlidir ve bunların hemen ardından gelen “Türkiye’de kimlerle çalışıyorsunuz?” sorusunun cevabı, büyük önem taşır. Çünkü “Burası Türkiye’dir” ve “Biz hep böyle yapmışızdır”. Belirsizliği, risk almayı sevmediği için, mesela girişimcilik ruhu biraz yabancı gelir Türklere.
İnsan içinde yaşadığı kültürü algılaması güç olabilir farkına varmadan benimsediği davranışları. Çok kültürlü bir dünyada yaşıyoruz, bu dünyada artık sadece kendi kültürümüz içinde yaşamak zor.
Doğru ya da yanlış kültür varmıdır yokmudur bilmiyorum ama her ülkenin farklı dinamiklerinin olduğunu çok iyi biliyorum. Hangi işi yapıyorsak yapalım hayatımızı farklı kültürlerden gelen farklı değerlere sahip insanlarla paylaşıyoruz. Bize düşen bu farklılıkları anlamak ve saygılı olmaktır. Benim bildiğim ve önem verdiğim, her ülkede geçerli olan bir kültür de şudur.
Ticari firmalar kâr etmek, verimli olmak için kurulur. Yöneticilerin görevi başında bulundukları firmaları kâra geçirmek ve piyasa değerini yükseltmektir.
Senelerdir yurt dışında yaşayıp, hem yurt dışında hem de Türkiye’de iş yapan birinin gözünden yazdım ve okuduğunuz için teşekkür ederim.
0 comments