- Hyundai’den Yenilikçi Bir Elektrikli SUV Mobilitesi: IONIQ 9
- Volkswagen’in Şehirli Elektriklisi ID.4 Satışa Sunuldu
- PEUGEOT, 7 Koltuklu SUV Modeli 5008 ve E-5008’i Türkiye’de Satışa Sundu
- İş Dünyasındaki Kadınların Başarılarına Yeni Bir Rol Model; “Didem Aras’ın Başarılarla Dolu Yolculuğu”
- BYD Türkiye, Altı Modelle Heyecan Verici Yeni Dönemini Başlatıyor
- Koçaslanlar, Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Sektörüne Güçlü Bir Giriş Yapıyor
- Otokar Pick-up Pazarına Foton Tunland İle Güçlü Bir Giriş Yapıyor
- IONIQ 5 N Türkiye’de
- Petrol Ofisi Maxima 2024 Türkiye Ralli Şampiyonası’nın Kazananı 18 Yaşındaki Pilot Kerem Kazaz Oldu
- OYDER Otomotiv Kongresi 5 Yıl Aranın Ardından Düzenlendi
Tasarım İkonu: DS 3 Crossback
PSA grubunun lüks segment otomobil markası DS, önümüzdeki 5 yıl için oldukça iddialı. Bu sözu klasik olarak algılayabilirsiniz lakin Fransız üreticinin gözü yükseklerde üstelik cesur bir adım atarak yepyeni bir segmentle birlikte. Audi Q5 ve BMW X3 gibi modellerin başını çektiği segmente DS3 SUV modeliyle birlikte giren DS, bu adımını ise beklenenden oldukça erken atmaya hazır.
Otomobil tarihindeki dönüm noktalarına baktığımız zaman, farklı rollerin farklı markalar üzerinden yola aktarıldığını görebiliriz. 1800’lü yılların sonlarına doğru dört tekerlek etkisinin adını duyurmasıyla, insanlık tarihi için de yeni bir dönemin sinyalleri belirmeye başlamıştı. 1910 yılında ilk seri üretim otomobil Model T’nin banttan inmesiyle başlayan maceraya, Citroen’in dahil olması içinse 1919 yılına kadar beklememiz gerekiyor.
Birinci dünya savaşı sırasında ülkesinin askeri endüstrisine katkı sağlayan Andre Citroen’in savaş sonrası fark ettiği eksiklikler üzerine oluşumu tamamlanan Citroen, Type A ile ilk kez asfaltla temas etmeye başladı. 20’li ve 30’lu yıllarda askeri amaçlı kamyon üretimiyle de varlığını sürdüren şirketin bu süreçte adını en çok duyuran ise ürettiği araçlardan ziyade pazarlama yöntemi oldu.
1925 yılından 1934 yılına kadar Eiffel Kulesi’ne adını yazdıran Citroen, dünyanın en büyük reklam kampanyasını yapmış ve rekorlar kitabına girmişti. Bu durum şüphesiz yılbaşı ağacını süslemekten daha zevkli görünüyor.
Böylesine büyük reklam yapan bir şirketin reklamlarını hak edecek işler yapıp yapmadığını merak ettiğimizde, yol bizi 1934’te kalmaya zorluyor. O yıl piyasaya sürdüğü Traction Avant modeliyle otomobil tarihini bir devrim, daha üç devrim bekliyordu. Tek bir mimari üzerine geliştirilen şasi, dört bölgeden bağımsız süspansiyon ve ön tekerlekten çekiş sistemi Traction Avant’ı otomobil tarihinin dönüm noktalarından birisi olarak not etmemize yardımcı oldu.
İkinci Dünya savaşı sonrasında ortaya çıkan ucuz ulaşım ihtiyacının Fransa cephesinde şekil bulan hali 1948 yılında sahneye çıktı. Citroen’nin 2CV adını verdiği otomobil 1990 yılına, evet yanlış görmediniz 1990 yılına kadar üretim bandında kaldı. Bu da 2CV’yi dünyanın en uzun soluklu otomobillerinden birisi yapıyordu. Savaşın etkinlerinin yavaş yavaş azalmasıyla rotasını sınıf atlama noktasına odaklayan Citroen, bugün sizle buluşma sebebimiz olan DS’i bir model olarak 1955 yılı Paris Otomobil Fuarı’nda tüm dünyanın karşısına çıkarttı. Sahip olduğu eşsiz tasarımının yanında hidropnömatik süspansiyon teknolojisiyle yine dünyada bir ilki kullanıcılarla buluşturan Citroen, sürüş konforu olarak döneminin çok ilerisini vadediyordu insanlara.
Otomobil o kadar beğenilmişti ki, örtülerinin kaldırılmasının üzerinden geçen 15 dakikada yaklaşık 750 adet sipariş aldı. Fuarın ilk günü bittiğine ise Citroen’in elindeki kağıt toplamda 12.000’i bulan sipariş adedini gösteriyordu. Üretimde kaldığı 20 yıl boyunca 2,5 milyonun üzerinde üretilen DS modeli bu süreçte elektrikli direksiyon ve yarı otomatik şanzıman gibi yeniliklerle de yine öncü otomobil rolünü sürdürdü. DS’in bir model olmasının ardından tarihin sessizliğine bürünme süreciyse 2009 yılında son buldu. DS logosunu yine Citroen modellerindin altında premium felsefe ve donanım olarak görmeye başladığımız bu sürece DS3, DS4 ve DS5 modelleri eşlik etti. Kelimenin tam anlamıyla ikinci bir varoluşu akıllara getiren yeni bir planlamanın ardından DS’in başlı başına marka oluşu için aşamalar devreye alındı. İşte o aşamaların ilk meyvelerinden biri olan DS 3 Crossback ile asfaltta varlığını sürdürmeye başlıyor. Bizde sizler adına aracı inceledik.
TASARIM&DONANIM
Öncelikle tasarım son derece göreceli bir şeydir, bizin gözümüze hoş gelen bir şey sizin gözünüze hoş görünmeyebilir. Ancak, büyük ihtimalle herkesin ortak görüşü tasarımının son derece ‘özgün’ olduğu… Ön yüzde Audi modellerindekilerle çok benzer formlu bir panjur, Subaru Forester’da bulunanları andıran gündüz farları, kaputtaki agresif çizgiler, uzaktan baktığınız zaman bile bu aracın bir DS olduğunu kolayca ayırt etmenizi sağlıyor. Aracın profil ön tarafına nazaran daha sade bir tasarıma sahip. Burada öne çıkan detaylar, farklı tasarımlı jantlar ve Tesla modellerinden görmeye alışık olduğumuz gizli kapı kolları. Arka kapılarındaki o gövde parçası ile markanın 3 kapılı coupe modeli olan DS 3’e bir gönderme yapılmış. Bu arada, o parçanın arka camların hareketini kısıtlaması söz konusu değil.
Arka tarafta ise yatay farlar ve köşelerdeki hava çıkışları ile aracın olduğundan geniş görünmesi sağlanmış. Ayrıca, bazı donanım ve motorlarda gelen yuvarlak egoz çıkışları da sportif havayı arttırır nitelikte…
Fransız şirketin bu alanda tercihini “Elmas”tan yana kullandığını o dönem yapılan açıklamalardan deneyimleme fırsatı bulmuştuk. Tanıtımı gerçekleştirilen ilk otomobilin dış tasarımına bakıldığında ise akıllarda bazı soru işaretleri belirleye başlamıştı. DS 3 Crossback’e dışarıdan bakıldığında premium modellerde görmeye alışık olduğumuz ve nispeten çok da yeni sayılmayacak noktaların varlığı ön plana alındığı görüldü. Otomobile biraz yaklaşıp baktığımızda ise bu elmas felsefenin ızgaranın dışında ön ve arka far grubunda kullanıldığını net bir şekilde görüyoruz.
DS 3 Crossback, barındırdığı kokpit tasarımıyla da standartlar dışına çıkmak isteyenlere hitap ediyor. Otomatik olarak dışarı çıkan gizli kapı kolları ise premium hissiyatı doruklarda yaşatan bizce en çekici özelliklerden bir tanesi.
Ailenin yeni üyesi dahil olacağı sınıf gereği bir hayli zengin donanıma sahip olmak durumunda. Bu konuda çıtayı bir hayli yükseğe yerleştiren DS, gizli kapı kolu oyunuyla maça 1-0 önce başlayabilir. Dış bölümde Matrix LED Vision far grubuyla gelen modelde 18 inç‘lik jantların tasarımları da genel karakteri tamamlama iddiasında. MONTMARTRE, BASTILLE, PERFORMANCE Line, RIVOLI, OPERA ve sınırlı üretim olmak üzere La Première paketleri Ds 3 Crossback ile birlikte gelecek donanım paketleri olarak detaylara yansıyor. Kokpit bölümüne geçtiğimizde bizleri DS 7 Crossback’ten ayrılan önemli noktalar karşılamakta.
Merkezde yer verilen ekranın ebatını 10,3 inç olarak belirleyen DS, PSA grubunun en önemli özelliklerinden olan dijital sürücü ekranını da güzel bir kişiselleştirme ile araca dâhil ediyor. Markanın şu aşamada üstünde durduğu bir diğer nokta kullanılan ses sistemi…
Bunun için özellikle ayrı bir çalışma gerçekleştirdiği söylenen DS mühendisleri sonuç olarak kabinin farklı noktalarına dağıtılan ve akustik açıdan ideal konumlandırılan 12 adet hoparlör ile toplam 515 Watt ses çıkışına sahip üst seviye bir ses sistemini elde etmiş durumda. Bagaj hacmi içinse şimdilik 350 litre civarında bir rakamın telaffuz edildiğini görüyoruz.
Elektronik destek konusunda bizim deyimimizle ful+ful nitelikler barındıran bir otomobil karşımızda olacak. Otonom sürüşün temel noktalarını oluşturan adaptif hız sabitleyici, şerit takip asistanları, nesne ve yaya algılamalar ve trafik asistanları artık alıştığımız parçalar.
DS’in şu aşamada ön plana çıkartmayı tercih ettiği nokta ise ilk olarak DS 7 CROSSBACK modelinde lanse edilen “DS DRIVE ASSIST“. Bu özellik öndeki otomobil ile olan mesafeye göre otomobilin hızını ayarlıyor ve sürücünün tercihleri ve alışkanlıklarına bağlı olarak direksiyona da müdahale edebiliyor. 180 km/s hıza kadar çalışan sistem, otomobilin hızını ve şerit içindeki konumunu da kontrol ediyor. Sıkışık trafik koşullarında da bu sistemin kullanıcılar için en önemli yol arkadaşı olma iddiası söz konusu.
Burada far grubu bölümüne ayrı bir parantez açmak gerekiyor çünkü, dış tasarımın en büyük “oyunu” kesinlikle bu noktalarda saklı. Otomobillerin pek çoğunda gördüğümüz selamlama modunu bambaşka bir noktaya taşıyan DS, elmas kesin ön farları 180 derece dönebilir şekilde bir selamlama aracı olarak kullanıyor. Hafif mor renk arka fonla zenginleştirilen bu bölümün görünüm konusunda işi bambaşka bir noktaya çıkarttığı ve aranan o “özel hissi” yansıtma görevini başarıyla hissettirebilir. Madalyonun işlevsellik kısmında ise çok ciddi bir fark söz konusu değil. Yani bu özel far grubu ışıklandırma kuvveti konusunda beklenen ne ise o seviyede hizmet veriyor. Manevra ile birlikte adaptif şekilde açı alan ışıklandırmaların kullanıcı deneyiminde “yoldaki göz” hissini yarattığını da belirtmeden geçmeyelim.
İç tasarımla ilgili söylenmesi gereken son iki noktayı vites ve direksiyon üzerinden tercih ettik. Aslında bu vites topunuza Peugeot modellerinin büyük bir bölümünden hâkimiz. “Bu bölüm nasıl bir araç içi güzelleştirme objesi olarak kullanır?” sorusuna ders niteliğinde olan tasarım pek çok kişi gibi bizim de hoşumuza gidiyor. Direksiyon konusu ise biraz da keskin bıçak tadında zor bir karar. Bu bölümde daha radikal bir yapıdan yana oyunu kullanan DS, olumlu olduğu kadar olumsuz eleştiriler için de kendisini hazırlarsa iyi bir hamle yapmış olur.
MOTOR&PERFORMANS
Tasarımsal detaylarını gün içerisinde değerlendirme fırsatı yakaladığımız için DS 3 Crossback’in öncelikle motor bazında resmileşen seçeneklerine bakmakta fayda var. Giriş seviyesinde başladığımız PSA grubunun diğer üyelerinden de tanıdığımız PureTech motorlar karşımıza çıkıyor. Kullanıcılar 1,2 litre hacimli bu motoru 100, 130 ve 155 beygir olmak üzere üç farklı versiyon üzerinden satın alabilecek. Ancak bizim test aracımızın kalbinde 155 beygirlik makine var. Bu makine aynı zamanda 240 Nm tork desteği sağlıyor. Yakıt tüketimine baktığımızda ise test süremiz zarfında 6.4 litreleri gördüğümüzü ifade etmek isteriz. Bu rakam da benzinli bir otomobil için oldukça ekonomik.
GÜVENLİK
Güvenlikten asla taviz verilemez. Ne doğru bir söz! DS 3 CROSSBACK, bir dizi gelişmiş güvenlik özelliği ile donatılabiliyor. Örneğin acil durum fren koşullarını iyileştiren yeni nesil bir radarlarsayesindeDS 3 CROSSBACK,gece sürüşleri de dahil olmak üzere bisikletlileri ve yayaları algılayabiliyor. Olası bir acil durumda sistem sürücü müdahalesi olmaksızın fren yapabiliyor.DS 3 CROSSBACK’in mimarisi yüksek omuz çizgisi, kalın kapı panellerive hepsinden önemlisi sekiz hava yastığı ile üstün güvenlik özellikleri sunuyor. Şerit takip yardımcısı, aktif güvenlik freni, trafik levhaları yardımcısıve hız sınırı tabelalarına göre otomobil hızını uyarlama sistemi ve benzeri yenilikçi donanımlar aktif güvenliği tesis ediyor. DS 3 CROSSBACK güvenlik noktasında sınıfına tamamen yeni standartlar getiriyor
Yeni otomobillerin güvenliğini değerlendiren bağımsız kuruluş Euro NCAP (Avrupa Yeni Otomobil Değerlendirme Programı), Aktif Güvenlik Freni de dahil olmak üzere Güvenlik Paketi ile standart olarak donatılan DS3 CROSSBACK’i en yüksek değerlendirme notu olan 5 Yıldız ile derecelendirdi. Bu segmentte benzersiz olan yenilikçi teknolojileri sayesinde DS 3 CROSSBACK; yetişkin yolcuların korunması, çocuk yolcuların korunması, hassas yol kullanıcılarının korunması ve sürüş destek sistemleri olmak üzere dört Euro NCAP test kategorisinin tamamında en yüksek derecelendirme notu olan 5 Yıldız aldı. 2018 yılında revize edilen Euro NCAP derecelendirme sistemine göre değerlendirilen DS 3 CROSSBACK segmentinde çıtayı belirlemiş.
FİYAT
Test aracımız olan DS 3 CROSSBACK PureTech 155 Otomatik La Première’nin anahtar teslim satış fiyatı 304 bin TL’dir. Aracın başlangıç fiyatı ise 213 bin TL’den başladığını da hatırlatmak isteriz.
YORUM FARKI
DS 3 CROSSBACK tamamen özgün nitelikleriyle benzersiz bir otomotiv deneyimi sunuyor ve kişiliklerini yansıtan bir otomobil sahibi olmak isteyen beklentisi yüksek kullanıcılara hitap etmek için gerekli olan niteliklere sahip. Premium SUV’umuz güzel nesne uzmanları için bir çekim merkezi olacağa benziyor. DS 3 CROSSBACK, heykelsi tasarımı, üretim kalitesi, özenle seçilmiş malzemeleri ve hayatı kolaylaştırmak için geliştirilen teknolojileri ile kaliteyi noktasında büyük bir sıçrama yapmış.
DS Automobiles Üründen Sorumlu Başkan Yardımcısı Eric Apode’nin dediği gibi: DS 3 CROSSBACK yandan veya arkadan bakıldığında; büyük jantları, ideal uzunluğu, etkileyici genişliği ve yola oturan yapısıyla mükemmel gövde orantılarına sahip bir otomobil. Henüz ilk göz temasında bunun diğer otomobillerden farklı olduğu hemen göze çarpıyor. Yalın ama bir o kadar da çekici hatlar; performans ve güç vurgusu yaparken büyüleyici ışık imzası tasarımı tamamlıyor.” DS Tasarım Direktörü Thierry Metroz DS Automobiles’in yeni modelini bu sözlerle tanımlamış.
Bizde test süremiz zarfında yol arkadaşlığı yaptığımız DS3 ile çok keyifli anlar geçirdiğimizi dip not olarak iletmeden geçemeyeceğiz. Özellikle otomobilin insanlar tarafından merakla izlenmesi de DS markasının ne kadar doğru bir yolda ilerlediğinin bence en önemli göstergesi olsa gerek. Şimdiden otomobili tercih edeceklere keyfi maksimum kazasız sürüşler dilerim.
Otomobilinize bindiğinizde emniyet kemerinizi takmayı unutmayın ki sevdiklerimiz üzülmesin!
Artı/Eksi
+ Akıcı tasarım, performans ve sorunsuz vites geçişleri, malzeme kalitesi.
– Sürücü tarafından çıkan hayalet ekran tabletinin görüşü kısıtlaması, yolcuların arka koltuğa binerken zorluk çekmeleri.
Hakan ALKAN
twitter.com/alkanhkn
facebook.com/Oto Sevdası- The Makina
linkedin.com/Hakan ALKAN
0 comments