- Dünya’nın En Güvenilir Otomobil Markası Belli Oldu!
- İşte En Çok Otomobil Üreten Ülkeler
- Opel’den Yeni Yılda Ayrıcalıklı Finansman Teklifleri
- PEUGEOT, Cazip Avantajlarla Dolu Ocak Ayı Kampanyasını Başlattı
- Nissan, Honda ve Mitsubishi Motors İşbirliğine Yönelik Mutabakat Zaptı İmzaladı
- Türkiye’de Üretilen Yeni Transporter Satışa Sunuldu
- Volkswagen’in Premium Elektrikli Sedanı ID.7 Satışa Sunuldu
- BMW Motorrad, BMW R 12 S’i Sundu:BMW R 90 S’e Saygı Duruşu
- 150 Adet Mercedes-Benz Sprinter Minibüs Teslimatı
- Tamamen Elektrikli, 410 km Menzilli Yeni Mercedes-Benz EQV Türkiye’de
Türkiye’nin Ilk”Klasik Otomobil Müzesi”, 67 Klasik Otomobile Ev Sahipliği Yapıyor
Otomobil tarihinde kilometre taşı olmuş klasiklerle dolu olan Klasik Otomobil Müzesi, Ural Ataman ve kızı Ayşe Ataman’a ait 30 yıllık bir koleksiyonu bünyesinde barındırıyor. 2000’de açılan müze, bu alanda Türkiye’de bir ilk. İçeride yalnızca otomobiller bulunmuyor… Kapıdan girildiği andan itibaren mekanın dört bir tarafına yerleştirilmiş her biri ayrı birer klasik olan benzin pompaları, otomatik pikap, tilt makinası, kollu oyun makinaları ziyaretçileri 50’li yıllara taşıyor… Müze Müdürü Selim Terzibali, “Klasik otomobiller hakkında genellikle şöyle bir yanılgı oluyor: Bir araç eskiyse onu klasik otomobil zannediyorlar. Halbuki sınırlı sayıda üretilmişse ve bir özelliği varsa o araç klasik statüsünde olur” diyor.
Büyük Bir Koleksiyon
Müze üç bölüme ayrılmış. Adımınızı attığınız giriş kısmında ziyaretçileri Amerikan klasikleri karşılıyor. Bunların arasında Chevroletler, Cadillaclar ve Fordlar sıralanıyor. Bu alanda yer alan 1926 model “Ford T”, dünya otomobil tarihinde bant üzerinde üretilmiş ilk araçlardan birisi. Aynı zamanda müzenin de en eskisi. Aynı bölümün arkasındaki maket otomobil koleksiyonu bulunuyor. Avrupa otomobillerinin sergilendiği B-blok ve buranın üst katında bulunan İngiliz Bar’da ise müze amacına uygun bir kütüphane, piyano, koleksiyon değeri olan eşyalar ve minik bir klasik otomobil yarış pisti yer alıyor.
Test Sürüşü Yapabilme İmkanı…
Peki yıllara meydan okuyan araçlar ilk günkü gibi canlı kalmayı nasıl başarıyor? İşin sırrı bakımlarında… Terzibali, araçların bakımını şöyle anlatıyor: “Bu araçların her daim çalışabilir durumda olması için müze bünyesinde bulunan bir atölyemize alıyoruz. Bütün araçlar hareketsiz olduğu için birtakım keçeleri, jontalar kontrol ediliyor. Otomobillerin bütün bakımları yapıldıktan sonra müze civarında, 1-2 saat süren, 10-15 kilometrelik bir test sürüşüne çıkıyoruz. Dış bakımları ise altı ayda bir gerçekleştiriliyor. 15 günde bir de yine özel bir cila ile tozları alınıyor. Test sürüşlerini ben ve diğer arkadaşlar yapıyor.” Terzibali ayrıca, ziyaretçilerin ilk sorususunun otomobillerin satışının olup olmadığını söylüyor… Ancak hiçbiri satılık değil. Gelenlerden test sürüşü talep edenler, bırakın arabayı kullanmayı kapısını açıp içine oturarak fotoğraf bile çekemiyor… Müzede ayrıca düğün, toplantı vs de düzenlenebiliyor.
kaynak:vatangazetesi.com
0 comments